Başkanlık rejiminin Meclis'te görüşülmesi, Türkiye'nin ekonomik anlamda bedel ödemesine neden oldu. Kur artışı, döviz sorunu, resmi döviz rezervlerinin azalması, piyasada tedirginlik, kısa dönemli istikrar sorunu göstergeleridir. Meselenin bu kadarla sınırlı kalmayacağı açıktır. GSYH'da büyümenin düşmesi, gelir kaybına ve ödeme sorununa neden olabilir. Bankaların takibe düşen kredileri riski artırabilir. Türkiye'nin CDS'ler açısından en riskli ülke görünmesi de, dış borçlarda sorun yaratabilir.
Başkanlık rejimine geçiş, normal bir konjonktürde olsaydı, bu kadar sorunlu olmazdı. Bundan sonrası da referanduma kadar daha sorunlu olacaktır. Zira rejim değişikliği her toplumda sancılı olmuştur.
Bugün kamuoyu da tedirgindir, kararsızdır ve çelişki içindedir.
Kadir Has Üniversitesi, Türkiye Sosyal-Siyasal Eğilimler Araştırması akademik düzeyde 2011 yılından beri sosyal ve siyasal konularda anket yapıyor.
Bu anketlere göre, Cumhurbaşkanının siyasi konularda taraf olsun mu sorusuna, halkın yüzde 55'i hayır diyor. (Aşağıdaki tablo.)
Buna rağmen Partili Cumhurbaşkanlığı Meclis'ten geçti. Demek ki milletvekilleri de halkın nabzını tutamıyor. Ya da halkı dikkate almıyor. Almazlar da zira onları ön seçimle halk değil, parti başkanları seçti.
***
C.Başkanı Siyasi Konularda Taraf Olsun mu?