Eskiler fazla borçlanınca, borç bini aştı derlerdi… Türkiye'nin dış borçları 421 milyar dolara yükseldi. Türkiye tasarruf yatırım açığı veriyor. Aradaki fark cari açık olarak yansıyor. O kadar ki 2000'li yıllarda yüzde 20'nin üstünde olan ortalama tasarruf oranı (Toplam tasarrufların, GSYH 'ya oranı) bugün yüzde 14'ün altındadır. Tasarruflar yetersiz olunca farkı dış kaynakla karşılıyoruz.
Kamunun iç borçları 458 milyar liraya, bireysel krediler 398 milyar liraya yükseldi. Özel sektör iç kredileri vatandaşı ilgilendirmiyor.
Aşağıdaki fert başına düşen borç tablosu bazı varsayımlar altında yapılmıştır.
Borç miktarı ile borç yükü farklıdır. Borç yükü içinde borcun ekonomiye getireceği olumsuz etkiler de vardır. Bu etkiler doğrudan ölçülmez. Söz gelimi, iç borçların enflasyon etkisi, dış borçların kur etkisi ve geri ödeme sırasında fakirleştirme etkileri olacaktır.
Ayrıca, iç ve dış borç toplanmaz… Çünkü iç borçlar GSYH içinde bir transferdir ve gelir dağılımını etkiler. İç borçlarda reel faiz yüksekse, devletten borç verene bir gelir transferi olur, tersine reel faiz yoksa borç verenlerden devlete bir gelir transferi yapılmış olur. Dış borçlarda ise, özel sektör veya devlet fark etmez, borç girişi ve çıkışı doğrudan GSYH artırır veya düşürür. Yani büyümeyi etkiler. Ayrıca döviz arz ve talebini etkiler.
Bu nedenlerle tablodaki rakamlar yük olarak alınmıştır.
VATANDAŞA DÜŞEN BORÇ YÜKÜ