Osmanlı'da, ihracattan da vergi alınırdı. 1838'de İngiltere ile serbest ticaret anlaşması imzalandı. Sonrasında Fransa, Hollanda ve Belçika ile aynı anlaşma yapıldı. Kapitülasyonlar yerli sanayi başlamadan bitirdi.
Kaldı ki Osmanlı medreselerinde okutulan derslerin tamamına yakını fıkıh, hadis, kelam, tefsir dersleriydi. Matematik ve fen bilimleri de müstakil dersler olarak müfredatta yer almıyordu. Bu nedenle teknoloji gelişmedi. Osmanlının sanayileşmeyi kaçırmasında ve geri kalmasının, idari ve jeopolitik nedenleri olmakla birlikte, temelden eğitimde ve bilimde geri kalmasıdır.
Dünyada sanayileşmiş ülkelerde, mutlaka bir liderin bu alanda ısrarı ve imalat sanayinin teşviki etkili olmuştur. En son örnek Güney Kore'dir. Başkan Park, ağır sanayii programını 1973'te başlattı. Devlet planlı olarak yatırımları çelik, tersane, elektronik sektörlerine yönlendirdi. Aynı zamanda bu yatırımlara yüksek teşvikler verildi.
Türkiye, 1960 sonrası planlı dönemde ithal ikamesi politikaları uygularken öte yandan imalat sanayii için yüksek teşvikler verdi. İlk planda yüksek büyüme oranları sağlandı.1980 öncesi eksi reel faiz nedeniyle tasarruflardan imalat sanayine adeta kaynak aktarıldı.
1980 sonrası, 24 Ocak kararları ile ithal ikamesine dayanan politikalardan vazgeçildi ve ekonomi dışa açıldı. İthal ikamesi politikaları döneminde de ithal girdi oranı yüksektir. Dışa açıklık tüketim malları ithalatını da arttırdı. Bir geçiş dönemi olmadığı için yerli sanayi bu dönemde de zorlandı.
2002 yılından beri üç uygulama sanayi sektörüne vurdu.