Türkiye'de, 1995 yılından 2000 yılına kadar sabit kur rejimi uygulandı. Kur ayarlamaları enflasyon tahminlerine göre yapıldı. 2000'den itibaren enflasyonu düşürme programı içinde 2 yıllık kur programı yapıldı. Bu 2 yıllık programın ilk 18 aylık döneminde de Merkez Bankası hedef enflasyona göre kurları ayarladı..
2000 yılında enflasyon hedefi (TÜFE) yüzde 20 idi. Kurlarda yüzde 20 artırıldı. Ancak TÜFE yüzde 39 olarak gerçekleşti. 2001 şubatta kur şoku yaşandı.
Burada iki yanlış birden yapıldı. Birisi kurlar enflasyonu düşürmek için çıpa olarak kullanıldı. Hedef enflasyona göre değil de, MB gerçekleşen enflasyona göre aylık kur uygulaması yapsaydı, kur şoku yaşanmazdı.
İkincisi, Ocak ayında MB gerçekleşen enflasyonla hedef enflasyon farkı kadar, yani yaklaşık yüzde 19 oranında bir devalüasyon yapsaydı, Borç-alacak ilişkisi de bu paralelde bir yasa ile düzenlenseydi yine kur şoku yaşanmazdı.
Parantez içinde söylemem gerekir ki; Ben o zaman bu yolu savundum. Aksi halde kriz olur dedim… 21 Şubat'ta da "Dalgalı kur sistemine geçmek ekonomik programı rafa kaldırmak demektir" demiştim. NTV' de bazı finansçı genç akademisyen arkadaşlar benim için kur lobisi dediler.
2001 yılından beri serbest dalgalanan kur politikası oldukça, ekonomik istikrar çivi tutmaz diyorum. Ekonomide aşırı kırılganlık, mevcut kur politikası ile birleşince, giderek istikrarı daha çok bozucu özellik kazandı.