2020 bütçesinin ilk yedi aylık uygulama verileri açıklandı.
Bütçenin yüzde 20,4'ü kadar, 139,1 milyar lira bütçe açığı
var.
Öteden beri bütçe verileri açıklandığında en fazla bütçe açığı
tartışılır. İMF ile 1999 ve 2001 stand by düzenlemesinde de, bütçe
ile ilgili önlemlerde, faiz dışı fazla ve mali disiplin öne
çıkmıştı. İstikrar için daha önemli olan bütçe kaynaklarının
etkin kullanılması göz ardı edilmişti.
Uygulamaya konulmuş bir bütçede açıklar iki yoldan kapanır…
Birisi Merkez Bankası kaynaklarıdır. Türkiye de merkez bankası
kaynaklarının kullanılmasına sınır getirilmiştir. Ama bu sınır yasa
değiştirilerek, hülle yapılarak ve filli durum yaratılarak her
zaman aşılmıştır.
İkincisi hazinenin borçlanmasıdır. Devlet aldığı borçlar için
enflasyonun altında yani eksi faiz veriyorsa, borç verenlerden
devlete reel gelir transfer edilmiş olur. Bir yerde devlete borç
verenler aynı zamanda gizli enflasyon vergisi de ödemiş olurlar.
Eğer yüksek reel faiz varsa, bu defa devletten borç verenlere gelir
transfer edilmiş olur.
Öte yandan 3-4 yıl öncesine kadar, bütçe açıkları bütçe hedefini
geçmiyordu. Bir anlamda mali disiplin de sağlanıyordu. Son yıllarda
ise açıklar arttı. Bu sene pandemi nedeni ile açıkların artması da
normaldir.
Bütçe açıkları istikrarı bozar ve fakat bozucu etkisi bütçe
kaynaklarının etkin kullanılmamış olması kadar etkili değildir.
Asıl sorun bütçe kaynaklarının etkinsiz, popülist amaçlı
kullanılmış olmasıdır.
Bütçede iş yapan, katma değer yaratan harcamalar, cari harcamalar
ile yatırım harcamalarıdır. Aşağıdaki tablodan anlaşılacağı gibi, 7
ayda personel ile mal ve hizmet alımları için (eski deyimle cari
harcamalar) bütçenin yüzde 35,5 kadarı, 241,9 milyar lira, yatırım
harcamaları için ise bütçenin yüzde 6,6'sı kadar 44,9 milyar lira
harcanmıştır.
Yatırımların payı düşüktür. Bir yerde bu kadar kaynak mevcut kamu
yatırımlarının amortismanına yetmez. Bunun için devle...