Siyaset ve ekonominin temel hedefi insan refahını artırmaktır. Bütün politikalar topluma daha iyi bir gelecek ve insana daha fazla bir refah yaratmak içindir. Eğer böyle olmazsa, dikta rejimlerinde olduğu gibi bir kişi için veya bir gurup için politika üretilirse demokrasinin sürdürülmesi imkansız olur.
Demokrasi insani değerlerle bütünleşen en yüce değerdir. Bunun içindir ki demokrasinin elden gittiğini gören toplumlar yüksek bedeller ödemiştir. Dikta rejimlerinde er geç demokrasi isteyenler organize olur. Dünya demokratik toplumlarından destek bulur. Bunun içindir ki sonuçta hep diktatörler kaybetmiştir.
Bunun içindir ki insan refahında demokrasi önemlidir. Kaldı ki işleyen bir demokrasi olmazsa, iktisadi kalkınma da sürdürülmez.
İktisadi kalkınma (iktisadi gelişme) gayri safi yurtiçi hasılasındaki büyüme ve büyüme yanında sosyal ve kültürel değerlerin, işleyen bir demokrasinin ve yaşam kalitesinin de artmasıdır.
Sözgelimi, bir toplumun eğitim düzeyi ve eğitim kalitesi, kişi başına düşen doktor sayısı, çocuk ölüm oranı, kişi başına düşen gazete okuma oranı, öğretmen sayısı gibi sosyal ölçütlerle, çevre şartlarının iyileşmesi de kalkınmanın birer göstergesidir. Teknolojik gelişme de kalkınmanın bir unsurudur.
Reel anlamda görülebilen geliri artırma yanında, görünmeyen ve refah artışında önemli katkıları olan seçenekler de var. Bu seçenekler arasında, insan hakları ve demokratik özgürlükler başta gelir. Zira gelir seviyesi ne olursa olsun, insanların manevi tatmini için önce bağımsız ve özgür olması gerekir.