2020 yılı enflasyon oranları, TÜFE'de yüzde 14,60, Yİ-ÜFE'de yüzde 25,15 oldu. Yi-ÜFE'nin bu kadar yüksek olması, artan bu maliyetler önümüzdeki aylarda perakendeye, TÜFE'ye yansıyacaktır.
Uluslararası Para fonu (İMF)'ye göre ortalama enflasyon oranları; dünyada yüzde 2,8, bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde yüzde 4,8 ve gelişmiş ülkelerde yüzde 0,9'dur.
3 Ocak 2020 de dolar kuru 5,9460 TL idi. 4 Aralık 2021'de
7,3627 oldu. Yüzde 23,82 oranında arttı. İmalat sanayiinde hammadde
ve aramlaı olarak kullanılan ithal girdi oranı yüzde 40 ile yüzde
45 arasındadır. İthal aramalı olan girdi maliyetlerinin de de
0,40 X 23,82 = yüzde 9,5 oranında artması gerekir. Ama Yİ-ÜFE
ara malında yüzde 32,92 oldu. Yİ-ÜFE aramalında geçen sene 4,27
olmuştu. Bu oranı katarsak bile kur artışı aramalı fiyatlarına
kendi payından daha büyük oranda yansımış demektir. Acayiplik
te buradadır.
Kur artışı enflasyona fazlasıyla yansıyor. Bunun nedeni istikarsız, kırılgan spekülatif ve oligopol piyasa yapısıdır. Piyasa Fırsatçılığa açıktır. Toptancı depodan çıkışı en yüksek kurdan yapıyor. Perakendeci de vitrindeki eski ithal malaları da yeni kurdan hesaplıyor. Aksi halde yerine yenisini koyamayacağını biliyor. Dahası aynı perakendeci vitrindeki yerli malların fiyatını da artırıyor.
Türkiye de 2004 yılında TÜFE oranı yüzde 9,32'dir. 2018 yılına kadar yapışla nedenlere dayandığı için kronikleşen enflasyon yüzde 10 dolayında devam etti. 2018 kur şoku ve devamında bu kronik enflasyon üstüne kur artışları bindi. Reel faiz kurları kısa süre için tutar.