Mayıs ayında dolar kuru TL karşısında yüzde 15 dolayında değer kazandı. Bu artış dolar enflasyonu ile TL enflasyon farkı ile düzeltilirse, bir ayda doların yüzde 13.5 dolayında değer kazandığı anlaşılır. Diğer dövizler de yakın oranlarda değer kazandılar.
Üretim yarıdan daha yüksek oranda ithal girdi kullandığı için, kur artışı doğrudan maliyet artışı yarattı. Elbette ki üretici depodaki eski stokunu da artan kur ile hesap etti. Çünkü yerine yenisini artan kurdan koyacaktır.
Öte yandan ham petrol ve doğal gaz fiyatları, dünyadaki fiyat artışının etkisi ile Mayıs ayında (bir ayda) yüzde 10.68 oranında arttı. Kok ve rafine petrol ürünleri de yine bir ayda yüzde 12.16 oranında arttı. Bu ürünler tüm ekonomiye girdi olduğu için maliyet artışı yarattı. O kadar ki Mayıs ayında enerjide yıllık Yİ-ÜFE yüzde 29.59 oldu.
Mayıs ayında aylık Yİ-ÜFE yüzde 3.79 ve Yıllık Yİ-ÜFE ise yüzde 20.16 oldu.
Devlet de, özel sektöre tahsis ettiği turizm yatırım alanlarında, kiraya verdiği yerlerde yıllık irtifak hakkı bedellerini ve kiraları yüzde 20.16 artırdı. 2018 rezervasyonlarını genellikle yüzde 10 fiyat artışı ile bitirmiş olan firmalar bu kira artışını müşterilerine yansıtamayacaktır. Finansman sıkıntısı çekecek ve bankaların eline düşecektir. Maalesef bir kısmı iflas edecektir.
Genel olarak bakarsak, bugünkü ortamda maliyet artışını perakendeye yansıtmak eskisi kadar kolay değildir. Çünkü piyasada panik yaşanıyor. Birçok tüketici parasını altına ve dövize yatırdı. İşçi-memurun aldığı maaş ve ücretler, fiyat artışlarını takip edemedi; satın alma güçleri düştü.