Merkez Bankası, finans sektöründe ve reel sektörde faaliyet gösteren işletmeler nezdinde anket yapmakta ve makro göstergelerle ilgili beklentileri değerlendirmektedir.
16 Eylül'de yapılan anket sonuçlarına göre, 2016 yılı TÜFE beklentisi, bir ay önceki anket döneminde yüzde 8.21 iken, bu ay yüzde 8.07'ye geriledi.
Bu durum Merkez Bankasıı'nın bugün 14.00'te yapılacak Para Kurulu toplantısı için faizleri düşürmede elini güçlendirdi. Ancak Para Kurulu, faizleri düşürürken bu kararın muhtemel enflasyonist etkilerini de dikkate almalıdır.
*******************************************
Merkez Bankasıı Beklenti Anketi
2016 Yıl Sonu Beklentisi
TÜFE (Yüzde) 8.07
Cari İşlemler Açığı (Milyar) -33.01
Dolar Kuru (TL) 3.0662
Büyüme Oranı (Yüzde) 3.4
MB Ağırlıklı Ort. Fonlama
Maliyeti (Yüzde Faiz) 7.86
Vadesine En Fazla 3 Ay Kalmış TL
Devlet İç Borçlanma Senetleri (Yüzde) 8.61
Vadesine En Fazla On Yıl Kalmış TL
Devlet İç Borçlanma Senetleri (Yüzde) 9.61
**************************************
Enflasyon 2009 yılında krizin etkisiyle yüzde 5'lere kadar geriledi. Ancak krizden çıkışla yeniden artmaya başladı. Aslında, 2004 Nisan ayından beri, 12 yıldır yüzde 8 ile yüzde 10'lar seviyesinde devam ediyor.
Enflasyon, arz-talep dengesinin bozulması ile oluşan bir süreçtir. Enflasyonu bir defalık vergi artışları veya bazı aylardaki arızi fiyat artışları ile izah etmek yanlıştır. Bu nedenle 'Çekirdek Enflasyonu' dikkate almak gereklidir.
Kronik yapı kazanan enflasyonu, mevcut günübirlik politikalarla çözemeyiz. Veya tek başına para politikası ile de çözemeyiz. Enflasyon için önce yapısal sorunları çözmek gerekir.
Ekonomide yapısal sorunlar, tarım-sanayi ve hizmetler dengesinin bozulması, reel sektör finans sektörü dengesinin bozulması, tasarruf yatırım oranı dengelerinin bozulması, Devlet-piyasa dengesinin bozulması ve gelir dağılımının bozulması gibi sorunlardır.