Önceki gün basında yer alan habere göre bir IMF yetkilisi, ''Türkiye'den hızlı sermaye kaçışı tehlikesi olduğunu ve bunun için de IMF'nin bir acil durum grubu oluşturduğu''nu açıkladı.
Sermaye kaçışı, siyasi, sosyal ve ekonomik istikrar riskli noktaya geldiğinde, tasarruf sahiplerinin mevcut fonlarını daha güvenli bölgelere transfer etmeleri demektir.
1980 sonrası Latin ülkeleri dış borç krizine girmelerinde, bu ülkelerden sermaye kaçışı etkili olmuştu. 2001 krizinde Arjantin'den bir gecede 31 milyar dolar sermaye çıkışı olmuştu.
Bugün, sermaye hareketlerine ve borç yapılandırmalarına bakarsak, Türkiye den yerli ve yabancı sermaye çıkışı olduğunu tespit edebiliriz.
Dahası; 4 ay önce Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Türkiye'yi uzaktan takip edenlerin algısında bir miktar bozulma olduğunu söylemişti. Bu algı bozulması şimdilerde tavan yapmış durumdadır.
Sermaye kaçışı, Türkiye için çok daha önemli bir sorundur. Çünkü Türkiye yüksek cari açık veriyor. Dövize ihtiyacı var. Büyümek için ithalata, dış kaynağa ihtiyacı var. Başka bir ifade ile yabancı kaynak-dış borçla büyüyor. Sonuçta dünyada maalesef dış kaynaklara en fazla bağımlı olan ülke konumundayız.