Döviz piyasasındaki hareketler, bu piyasa ile sınırlı değil ve etkisi de yine sınırlı kalmaz. Dövizdeki sert hareketlerin temel nedeni, ekonominin aşırı kırılgan olmasıdır. Son yıllarda hukuki ve demokratik altyapıda meydana gelen gerileme de bu kırılganlığı artırdı. Bunun içindir ki istikrar konusunda dünyadan negatif ayrıştık ve resesyona girdik.
Hukuk ve demokrasi alanında biz ne dersek diyelim, Avrupa Birliği Türkiye raporları, Venedik Komisyonu raporları, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları, Dünya adalet projesi endeksleri, Türkiye'nin hukuk ve demokrasi alanında dünyanın en hızlı ve fazla kan kaybeden ülkesi olduğunu söylüyor. Piyasa bu raporlara bakıyor. Yerli ve yabancı sermaye de bu raporlara bakıyor.
Çözüm için Kurumsal yapıyı geliştirmeliyiz. Kurumsal yapı, geleneksel ve sosyal kurumlar; devlet, aile, eğitim, hukuk, ekonomi, siyaset ve din unsurlarını kapsar.
Her gelen iktidarın ideolojik bir anlayışı içinde, devletin, eğitimin, hukuk ve din ve siyaset kurumları değişti. Bu kurumlarda çağdaş dünya gerçeğine uyan bir reform yapmak şarttır.
Ekonomide ne yapmamız gerektiğini, mevcut veriler zaten gösteriyor…
Merkez Bankası TÜFE bazlı reel kur endeksine göre düzletirsek, Doların 5.6600 seviyesinde TL yüzde 27 daha düşük değerdedir. Kurun yüksek, TL'nin düşük değerde olması dış rekabet gücünü artırıyor ve fakat aynı zamanda, üretim maliyetlerini artırıyor ve dış borç yükünü artırıyor. Aşırı kırılganlık olduğu için Dolarla yatırım planlaması yapılamaz. Kurlardaki belirsizlik doğrudan yabancı yatırım sermayesi girişini de önlüyor.