Ekonomi, seçim yorgunu oldu. Her seçimde üretici ve tüketici
kararlarını seçim sonrasına bıraktı. Ekonomik işlemler yavaşladı,
yatırım ve tüketim kararları ertelendi. Özetle ekonomi seçim
yorgunu oldu.
Bu arada hükümetler, ekonomide yapısal sorunları ortadan
kaldıracak, radikal kararlar alamadılar. Siyasi maliyetlerden ve
seçimlere olumsuz etkisinden korktular. Zira yapısal çözümler
kemer sıkmayı gerektirir.
2015 Fetö terörü ve devlette yapılaşması ve belki de
hükümetin niyeti, liyakata göre bir bürokrasi kurulmasını önledi.
Seçimler devlet kadrolarında da etkili bir planlama yapmayı
engelledi.
Rahmeti Özal, devlette işlerin hızlanması için fonlar kurdu, devlet
içinde özel çevre gibi bağımsız oluşumlar kurdu, sonunda hiçbiri
çalışmadı. Bu gün işler hızlansın diye başkanlık sistemi geldi ve
fakat seçimlerden dolayı sistem çalışmadı, başkanlık sitemine uygun
yeniden yapılanma yapılamadı. Hukuk ve demokrasi alanında sorunlar
oluştu. Bu durum piyasada, üreticide ve tüketici de güven sorunu
yarattı.
Aslında seçim ekonomisi ekonomide canlanma yaratır. Ne var ki
Hükümet, yerli ve yersiz müdahale etti. 2017 seçimlerinde vergi
indirimleri beyaz eşya satışlarını artırdı. Tüketici doyum
noktasına ulaşınca bu defa satışlar düştü. Konut teşvikleri de önce
satışları artırdı. Güven sorunu oluşunca satışlar düştü. Özetle,
piyasa, arz- talep dengeleri bozuldu.
Seçim bitti… 4.5 yıl seçimsiz döneme giriyoruz. Bu dönemde ne
yapmalıyız?
Seçim ekonomisi, ekonomide canlanmaya neden olmalıydı. Ne var ki
yukarıda ifade ettiğim gibi, yanlış müdahale nedeniyle güven sorunu
oluştu ve 2018 son çeyreğinde ekonomik küçülmeye seçimler de etkili
oldu.
Seçim öncesi herkes ekonomik ilişkileri, yatırım-tasarruf ve
tüketim kararlarını seçim sonrasına ertelemişti. Seçim bitti… Bu
kararlar uzun süre ertelenemez. Bu nedenle ekonomide bir canlanma
olur.
Ekonomide genel kural, küçülme dönemlerinde bir süre sonra
ekonominin iç dinami...