Küreselleşme sürecinde bütün Dünyada yoksul sayısı artınca, iktisat politikalarında aynen İkinci Dünya Savaşı sonrasında olduğu gibi, insanlık yeniden kalkınma politikalarına yöneldi. Ancak kalkınma ile demokrasi arasında yakın bir ilişki var; Demokrasinin olmadığı dikta rejimlerde kalkınma kriterleri de çalışmıyor. Kalkınmış ülkelerde halkın demokrasi talebi yüksektir. Öte yandan kalkınmış ülkeler aynı zamanda demokratik ülkelerdir.
Demokrasi denilince, Çin akla gelebilir… Ancak Çin, sınırlıda olsa sermayeye güven vermeyi başardı. Yine de kalkınmış bir ülke değil… Dahası Çin'in bundan sonrası ne olur? Belirsizdir.