Kılıçdaroğlu'nun adalet yürüyüşünde, Enis Berberoğlu'nun hapse atılması yalnızca tetikleyici bir unsur oldu... Bir vesile oldu. Aslında Kılıçdaroğlu öteden beri toplum vicdanını rahatsız eden adalet sorunu için yürüyor.Biz kendi aramızda bu yürüyüşü, siyasi ve ideolojik bakış açımızın etkisi ile her zaman objektif değerlendirmeyebiliriz... Ancak; Avrupa Birliği, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve birçok uluslararası gönüllü kuruluş, Türkiye adalet sorunu olduğunu çarpıcı şekilde ortaya çıkarıyor.1) Bunlardan birisi 2006 yılında kurulan, Dünya Adalet Projesi (WJP). WJP dünya çapında hukukun üstünlüğünü ilerletmek için çalışan bağımsız, çok disiplinli bir organizasyondur. WJP hukuka bakış açısı olarak diyor ki:''Geleneksel olarak, hukukun üstünlüğü avukatların ve hakimlerin alanı olarak görülmüştür. Ancak gündelik güvenlik, hak, adalet ve yönetişim konuları hepimizi etkiliyor; Herkes hukukun üstünlüğünde paydaştır.''Bu kuruluşun dünya çapında yaptığı ''Hukukun Üstünlüğü Endeksi'' 110.000'den fazla hane halkı ile yapılan ve aynı zamanda her ülkedeki uzmanlarla yapılan anketlere dayanıyor.Söz konusu endekste; Hukukun Hükümet Yetkilileri Üzerindeki Denetimi, Yolsuzluktan Uzak Olmak, Açık Hükümet, Temel Haklar, Düzen ve Güvenlik, Yasal Düzenleme, Sivil Adalet ve Ceza Adaleti olmak üzere sekiz kategoride performans değerlendirmesi yapılmaktadır. Türkiye ''2016 Yılı Hukukun Üstünlüğü Endeksi''nde 113 ülke içinde 99'uncu sırada yer alabilmiştir. 2014 yılında 99 ülke arasında 59'uncu sırada, 2015 yılındaysa 102 ülke arasında 80'inci sırada yer alan ülkemizin son iki yılda 40 basamak birden gerilemesi, adalet ve hukukun üstünlüğü ilkesi hususlarında içinde bulunduğu durumu ortaya koymaktadır.Bu sıralamada, bizim daha önümüzde yer alan, demokrasi yok dediğimiz veya yeni kurulan Afrika ülkeleri gibi ülkelere bakınca da durumun vahameti anlaşılıyor.***Hukukun Üstünlüğü Endeksinde Bizden Önce Gelen Bazı ÜlkelerÜlke Adı Endeksteki SırasıZambia 81İran 86 Sierra Leone 95 Nigeria 96Myanmar 98Türkiye 99+++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++Maalesef aynı endekste, adil yargılama ve yargılanma, masumiyet karinesi, sanık haklarının korunması, düşünce ve ifade özgürlüğü, özel hayatın gizliliği gibi alanlarda 113 ülke arasında sadece 105'inci sıraya düşmüşüz.Hükümet'in Yargı, Basın, sivil toplum kuruluşları tarafından denetlenmesi ve hesap verebilirliği açısından durum daha da kötüdür... Bu kategoride Türkiye 113 ülke arasında 108. sıradadır. Bizden daha kötü olan beş ülke Kamboçya, Mısır, Özbekistan, Mısır, Zimbabve ile Venezüela'dır. 2) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Türkiye'ye, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin adil yargılama hakkını ihlal etmekten dolayı 20 kararda ceza verdi. Ayrıca yine 2015 yılında 28 davada Türkiye'nin en fazla ifade özgürlüğünü ihlal eden ülke olduğunu açıkladı. 3) Kadir Has Üniversitesi'nin, Türkiye Sosyal-Siyasal Eğilimler anketinde, halkın yargıya olan güveni 2011 yılında yüzde 38.8 iken, 2016 yılında yüzde 35.5'e gerilemiş. Yani 2016 yılında halkın yüzde 64.5'i yargıya güvenmediğini bildirmiştir. Yargıya güvenmeyenler, adaletin olduğuna inanır mı?Türkiye'de Kılıçdaroğlu'nun gündeme taşıdığı adalet sorunu için iki tespit yapılabilir: * Elinde bilgi ve belge olmadan Türkiye'de adalet var veya yok demek, münazara çocuklarının işidir. Basın, toplumsal faydası ve toplumsal maliyeti olan bir sektördür. Köşe yazmak aynı zamanda topluma karşı sorumlu olmaktır.* Dünya adalet sırlamasında son sırada olmamız, Osmanlı ve Atatürk geçmişimizle övünmemize en büyük engeldir. Adalet var veya yok diye afaki tartışmalar yerine, uluslararası kurum ve kuruluşların karar, yorum ve tenkitlerini dikkate alarak düzeltmeyi tartışmalıyız. Mutlu bayramlar dilerim.