Bugün ekonomide başarı ve başarısızlığımızı, ya diğer ülkelerle karşılaştırarak veya geçmiş dönemlerle karşılaştırarak ancak anlayabiliriz.
19 Mayıs Atatürk dönemi ekonomisi bu anlamda bugünü görmek için de iyi bir vesiledir. Zira 19 Mayıs'la başlayan Kurtuluş Savaşı, Yunanlıları denize dökmek veya esir almakla, İngiliz ve Fransız işgalcileri kovmakla sınırlı bir savaş değildir. Dünyada bildiğimiz savaşlardan çok farklıdır.. Kurtuluş Savaşı denilmesi yalnızca bir semboldür. Sıcak savaş gerçekte yeniden doğuş mücadelesinin, gerçekleşen devrimin yalnızca bir kısmıdır. Geride ekonomik bağımsızlık var. Halk iradesi var. Siyaset var. İnanç özgürlüğü ve laiklik var.
Atatürk döneminde Osmanlı'dan kalan tutsak ekonomi, tam bağımsız ekonomiye dönüştü..
Atatürk'ün ekonomi anlayışında belirleyici özellik, Türkiye'nin ve halkın sorunlarına gerçekçi yaklaşmak, ulusalcı ve akılcı çözümler üretmekti.
İktisat politikalarında standart reçeteler olamaz.. Başarı için bu politikaların zamana, ülkeye, ekonomik konjonktüre, ekonomik yapıya, siyasi ve sosyal yapıya göre farklı olması gerekir.. Örneğin, eğer Marks veya Keynes Türkiye'de yaşamış olsalardı, mülkiyet açısından temel felsefe aynı olmakla birlikte her ikisi de bugün bilinen büyüme modellerinden daha farklı bir model oluştururlardı.