Darbe teşebbüsüne kadar giden FETÖ yapılanmasında dershane gelirlerinin payı büyüktür. Böyle olduğu dershanelerin kapatılma kararından sonra daha net anlaşıldı.
Dershanelerin, eğitim sisteminde iki önemli bozucu etkisi olmuştu...
Birisi, eğitimde fırsat eşitliğini bozmuştu... Çünkü parası olanlar dershanelerden test taktikleri alarak, üniversite giriş sınavlarında daha başarılı oldular. Parası olmayan yetenekli öğrenciler sistem dışı kaldılar.
İkincisi yüksek öğrenimde etkinliği bozdular. Yüksek öğrenimde daha yetenekli olanların eğitilmesinden daha çok verim alınıyor.
Özel dershaneler 08.06.1965 tarih ve 625 sayılı yasa uyarınca açılmaya başladılar. 1980 darbesinde Türkiye genelinde 200'e yakın dershane vardı. Özel okula ve temel liseye dönüşmeleri sürecinden önce ise bu sayı 4500'e kadar çıkmıştı.
Yalnız dershaneler değil, 1960 ve 1970'li yıllarda paralı özel yüksek okullar da sistemi bozmuştur. 1967 Senato Araştırma Komisyonu raporunda 'iş hanlarında' açılan yüksek okulların, bina, laboratuvar, araç gereçlerinin elverişsiz ve yetersiz olduğu belirtilmiştir.
1971 yılında söz konusu özel yüksek okullar Anayasa Mahkemesi'nce anayasaya aykırı bulunarak kapatıldı. Binaları devletleştirildi ve ilgili devlet üniversitelerine bağlandı.
Vakıf üniversiteleri de 1982 Anayasasına göre kuruluyor.
Bu sene vakıf üniversiteleri fiyatları lisans eğitiminde yılda 20 ile 30 bin lira arasında, tıp fakülteleri için ise 40 bin lira ile 50 bin lira arasında değişiyor.
Gerçekte eğitimi devletin yapması gerekir:
1) Eğitimin sosyal faydası var... Eğitilmiş toplumda, üretimde, yönetimde verimlilik artar. İnsan ilişkilerinde kalite artar. Çatışma azalır. İktisadi gelişme hızlanır. Örneğin, İkinci Dünya Harbi'nde fabrikaları yıkılan Almanya'nın hızlı kalkınması eğitim düzeyinin yüksek ve vasıflı iş gücünün olmasından kaynaklandı. Bugün Rusya'nın hızlı toparlanması da halkın yüzde 100'ünün eğitilmiş olmasından ileri geliyor.