Ekonomide kalıcı istikrar için, tarım, sanayi ve hizmet sektörleri arasında denge olmalıdır. Ekonomik krizlerin çoğu, finans sektörünün aşırı şişmesinden ve reel sektörü temsil etmekten uzaklaşmasından kaynaklanmaktadır. 2008-2009 ABD, AB ve dünya finansal krizi de konut sektöründeki balondan ileri gelmiştir.
Yani, istikrar için finans sektörünün reel sektörü temsil etmesi gerekir.
Gerek sektörel denge açısından ve gerekse uzun dönemli, yatırım, istihdam ve katma değer yaratması açısından sanayinin ekonomide ayrı ve önemli bir yeri var.
Türkiye'de sanayinin GSYİH içindeki payı 1980'lerin sonunda yüzde 34 oranında iken bugün yüzde 27'ye düşmüştür.
Türkiye ekonomisinde sanayi sektörü, madencilik, imalat sanayi, elektrik, gaz ve su olarak üçe ayrılmaktadır. Bunların içinde ağırlık imalat sanayiindedir.
Cumhuriyet döneminde ilk yıllarda tarım sektörü, 1950-1980 yılları arasında hızlı sanayi sektörü, 1980 sonrası ise hizmetler sektörü daha hızlı büyümüştür. (Aşağıdaki tablo.)
***
Dönemler İtibariyle Reel Büyüme