Dolar kuru, seçim tarihi açıklanmadan önce 4.0920 idi, sonra 4.1100'e yükseldi. Seçim tarihi açıklanınca 4.0406'ya geriledi. Dün tekrar 4.0889'a yükseldi.
Doların bu hareketini, seçim kararını piyasalara istikrar geldi diye yorumlayanlar oldu.
Türkiye'de eğer bir ekonomik kriz yaşanmıyorsa, döviz ve borsa hareketleri genel olarak ve özellikle de kısa dönemde ekonomide istikrarın veya istikrarsızlığın bir göstergesi değildir. Zira her ikisi de hem dış gelişmelere hem de içerde manipülasyona açıktır.
Kaldı ki, Türkiye'deki seçimlerde yoğun popülizm, kaynak kullanımını olumsuz etkiliyor ve makro dengeler daha çok bozuluyor. Her seçim istikrarı daha bozuyor. O zaman seçim yapılmasın mı, sorusu gündeme gelebilir. Elbette yapılacak ve fakat popülizm her ekonomide aynı şekilde düzeni bozar.
AKP iktidarından önce de popülizm vardı. Ancak rahmetli Demirel'in tarımsal destekler için söylediği ''Kim ne verirse ben beş fazla veriyorum'' şeklinde, masum seviyede kalıyordu. Bütçe harcamaları, kamu imkanları seçim popülizmi için kullanılmıyordu.
Söz gelimi referandumda yoğun popülizm makro dengeleri bozdu. Türkiye, potansiyeli üstünde yüzde 7.4 oranında hormonlu büyüdü. Ancak, yıllık cari açık 50 milyar dolara yükseldi. Enflasyon çift haneye yükseldi. Türkiye yatırım pozisyon açığı arttı. Dış borç stoku, dış borçlanma faizi arttı.