Dolaylı ve dolaysız, halkın borç yükü arttı. Borç yükü fiili borçları aşan bir ifadedir. Özellikle yanlış borçlanmanın getirdiği ilave maliyetlerdir. Söz gelimi dış borçla yatırım yaparsanız, o yatırım kendi borcunu öder. Ancak biz 420 milyar dolara ulaşan dış borç stoku ile yatırım yapmadık, tüketim malı ve ara malı ithal ettik.
Üstelik bu kadar yüksek borcu çevirmek için diğer ülkelere göre daha fazla faiz ödüyoruz. Kırılganlığımız artıyor. Döviz sorunu riski var. İşte bütün bunlar dış borcun rakamsal maliyetinin üstünde yüklerdir.
Dış borçlarda özel ve devlet, ekonomik etkileri açısından fark etmiyor. Dış borç kaynak olarak girdiğinde büyüme artıyor, net çıkış halinde büyüme düşüyor. Ayrıca döviz kurlarını etkiliyor. Bu nedenlerle tüm toplumu etkiliyor.
2009 yılında tüketici kredileri ve kredi kartları olarak bankalara borç 130 milyar lira idi... 2016 Eylül ayında 403 milyar liraya çıktı. Yüzde 310 oranında arttı. Buna karşılık aynı dönemde enflasyon yüzde 172 oranında arttı. Yani tüketicini borcu reel olarak arttı.
Bugün yaşamakta olduğumuz durgunluk ve işsizlik nedeniyle tüketici borçları ağır geliyor.
Osmangazi Köprüsü'nü yapımcı firma 22 yıl süre ile işletecek. Günde 20.000 araç geçiş ücreti, garanti farkı olarak bütçeden ödeniyor. Ayrıca bu köprü için yapımcı firma bir milyar dolar kamu bankalarından kredi aldı.
10 yıl 2 ay süre ile olarak verilen Yavuz Sultan Selim Köprüsü için de bugünkü şartlarda devlet günde 25.000 araç garanti farkı ödeyecek. Bu köprü için de alınan 2.3 milyar dolar kredi için devlet garantisi var.
Avrasya