Türkiye, 17-25 Aralık 2015 olayları ile başlayan ve FETÖ darbe teşebbüsü ile netleşen yeni bir konjonktüre girdi. Demokraside, hukukun üstünlüğünde ve iktisadi kalkınmada geri düştü.
Freedom House, 2018 raporunda, Türkiye insan hakları ve sivil özgürlükler sıralamasında ''özgür olmayan ülke '' statüsüne geriledi.
Afrika, Batılılar tarafından işgal edilmeden önce yerli halkların dilinde "Özgürlük" sözcüğü yoktu. Çünkü herkes özgürdü ve aksi yaşanmadığı için böyle bir söze de ihtiyaç yoktu.
Ne var ki insanlık tarihinde özgürlüğü zorla alınanlar ve en fazla sıkıntı çekenler de Afrikalılar olmuştur.
Nihayet, insanlığın özgürlük mücadelesi, 10 Aralık 1948'de İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi ile daha çok anlam kazanmıştır. Bu bildirgenin birinci maddesi, "Bütün insanlar özgür, onur ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdanla donatılmışlardır. Birbirine kardeşlik anlayışıyla davranmalıdırlar." şeklindedir.
Demokrasi için militanlık gerekmez. Çünkü insanlar doğal olarak bağımsızdır. Demokrasiyi tartışmanın bile doğru olmaması gerekir. Demokrasi insanlık vicdanında şekil bulur. Tarihte ve bu gün, insanları kendi çıkarı için siyasi, maddi veya manevi alanda kullanmaya tenezzül eden siyasiler demokrasinin yolunu kesmiştir.