Ahmet Kaya'nın ağladıkça şarkısının İbranice ve Yunanca yorumları var. İbranice yorumunu sanatçı Yoav İtzhak, Ahmet Kaya'nın ağladıkça şarkısının kendi dilinde yorumunu yaparken, Danıştay 8. Dairesi Andımız için; Türk devletinin yaşaması, çağdaşlaşması, yeni nesillerin yetiştirilmesi için gerekli olduğu halde kaldırılmasının hukuki temeli yoktur, mealinde bir karar vermişti.
Siyasi iktidar tarafından doğrudan doğruya, CHP Genel Başkanı tarafından İstiklal Marşı örnek gösterilerek dolaylı yoldan, ''Türküm'' sözünün ırkçılık gibi yorumlandığı anlaşılıyor.
Türk sözünü bir üst kimlik olarak kabul etmesen de, Türkiye'nin yüzde 85'i Türktür. Kürt, Laz veya Çerkez, kimliğini söylerken ırkçılık olmuyor da Türk söylerken mi oluyor? Yüzde 85'i Türk olan bir ülkede, Türk demek ayırımcılık ve ırkçılık değil tersine birleştiriciliktir.
Siyasiler tırmandırmasa bizim Türk, Kürt, Laz veya Çerkez olarak hiçbir derdimiz yoktur. Bugünkü siyasi iktidara kadar kimse kimseye ırkını sormazdı. Söz gelimi benim 1963'ten beri yakın arkadaşım olan Vartolu Selahattin Sami Özer'e bu tartışmalardan sonra ancak 2010 yılında ''kimliğin nedir'' diye soru sormak aklıma geldi.
Osmanlı döneminde Türk ismi daha az kullanılmıştır. Buna rağmen Anadolu'da ve Avrupa'da Türk ismi yaşamıştır.
Özellikle halifelikten sonra Osmanlı İmparatorluğu'nda ümmet ve vatandaş olarak da Osmanlı ön planda tutmuştur. Osmanlı ümmetçiliği 'Türklüğü' inkar için değil, imparatorluğu ayakta tutmak için bir tutkal olarak kullanılmış olabilir. Abdülhamit aynen bu politikayı kullanmıştır.