İMF (Uluslararası Para Fonu) 1944 yılında ikinci Dünya savaşından sonra küresel finansal düzeni takip etmek, denetim ve organizasyon yapmak, aynı zamanda zorda olan ülkelere teknik ve finansal destek sağlamak amacıyla 44 ülke tarafından kuruldu. Bu gün 189 üyesi vardır. Bu üyelerin fonda hisseleri var.
Türkiye'nin İMF'de kotası 0,95 seviyesindedir. IMF'de en yüksek oy gücüne sahip 20. ülke konumundadır.
Krize giren bir ülkeye destek verirken İMF'nin temel hedefi bu krizin dünya istikrarının bozmasını önlemektir. Teknik ve mali destek verirken, genel olarak krize giden ülkeden kemer sıkılmasını ve kamu altyapı yatırımlarının özelleştirme yoluyla satılmasını, devletin daralmasını ister. Krize giden ülkenin uzun dönmede bu politikalardan zarar görmesi veya gelir dağılımının bozulması İMF' yi ilgilendirmez.
Özetle İMF kendi işini yapıyor. Biz İMF'ye gitmenin yanlış olduğunu söylüyoruz. Yanlış olan İMF'ye mecbur olan hükümetlerdir. İMF kimseye zorla bana gel demiyor.
AKP iktidarı İMF'nin 2001 yılında istediği 3 yıllık ''Güçlü Ekonomi Programı''nı sürdürmeye devam etti. Orta ve uzun vadede kendi programını yapmadı. Bu nedenle 16 yılda 610 milyar dolar cari açık verdik, enflasyon ve işsizlik kronikleşti, fakirlik arttı, devletin ve dolayısıyla halkın varlığı özelleştirme ile azaldı.
İMF'ye mecbur olmak, dönüşü olmayan bir yoldur. Çünkü dünya krize giden ülkeyi değil, İMF'yi tanıyor.