İstikrar sorunu var mı, yok mu tartışmak gerekmez. İstatistikler dışında bizzat yaşıyoruz. Kapanan şirketleri, banka borçları için yeniden yapılanma isteyen şirketleri, konkordato'ya giden işletmeleri, artan kiralık ilanları görüyor ve nihayet TL'nin ne kadar değer kaybettiğini bir sonuç olarak da enflasyonu yaşıyoruz.
Eğer çözmeye niyetimiz varsa, iki hususu dikkate almak zorundayız:
Birisi; Bugünkü istikrar sorunu geçmiş krizlerden farklıdır. Bugün sorun yalnızca ekonomik sorun değildir. Ayrıca siyasi ve sosyal sorunlar oluşmuştur. 1994 ve 2001 krizlerinde, ekonomik önlemler ön plandaydı. Şimdi belki daha önemlisi siyasi güven sorunu eklendi. Hukuki altyapı sorunu oluştu. Bu alanlarda da önlem almak ve yapısal çözümler getirmek gerekir.
İkincisi; İktidarın tez elden bir istikrar programı hazırlayarak, sorunu çözeceğine dair bir niyet bildirmesi, iktisadi ajanları ikna etmesi ve güven oluşturması gerekir. İlgili bakanın ''piyasalarla kavga etmeyeceğiz'' gibi beyanları istikrar için daha çok tedirginlik yaratıyor?
Çözüm geliştirmek için önce istikrar sorununa doğru teşhis koymak gerekir. Sonra bu tespite göre yapısal sorunları çözmek gerekir. Elbette bu sorunlar bir günde çözülmez. Çoğu orta ve uzun dönemde ancak çözülebilir
Oysa ki AKP'nin 16 yıllık iktidarında yalnızca iki slogan duydum; Yeni nesil reformlar. Yapısal reformlar.