Başbakan, Doğu ve Güneydoğu'ya teşvik ve yardım paketi dediğinde, herkesin aklına bölge kalkınması gelmişti. ''Devlet bölgeye fabrikalar yapacak, alım garantisi verecek ve özel sektör işletecek'' denildiği için dikkatler kalkınmaya yönelmişti.
Ben şahsen, başta iktidar partisi ve 2011'den sonra kadroları değişen diğer muhalefet partilerinin, yatırım ve kalkınma projesi hazırlamak bir yana, gerçek anlamda yanına yaklaşmadıklarını biliyordum. Ancak yine de değişen başbakan belki ekonomik kalkınma anlayışını da değiştirdi diye ümit etmiştim.
Siyasi iktidar ve muhalefetin tek bildiği, halkın vergileri ile oluşan bütçe kaynaklarını maksimum oy getirecek şekilde nasıl dağıtırım hesabı yapmaktan ibarettir.
Müjde paketi de aynen çıktı... Şimdi lütfen bakın... Bunların doğrudan doğruya hangisi yatırımların hızlanmasına sağlar... Yatırım ortamı yaratır... Terörün hüküm sürdüğü bir bölgede yatırımları cazip kılar...
Damga vergisi tek nüshadan alınacak... Zaten sözleşme yapanlar tek kopya yapıp, ikinci kopya için noter onayı ile çoğaltıyorlardı.
Uluslararası firmalara kurumlar vergisi muafiyeti... Mevcut yabancı kurumların çıktığı bir ortamda, hangi uluslararası şirket yatırım yapar? Yerli sermaye ondan daha büyük yatırım yaparsa, haksız rekabet oluşmaz mı?
Vergi borçlarını affetmenin yatırımla ne ilgisi var? Vergisini verene karşı haksızlık olmuyor mu? Vergi mükellefinin vergiye karşı direnci oluşmaz mı?
Yurt dışından para getirecekler, neden paralarını dışarıya çıkardı? Ortam değişti mi? Yoksa tersine daha mı kötüleşti?
Bağ-Kur'lulara, taksilerini değiştirecek taksi sahiplerine ve şehit yakınlara yapılacak yardımlar, zaten devletin yapması gereken sosyal destekler değil mi?