Döviz kurları neden bu kadar arttı? Çözüm nedir? Hükümetin ve Merkez Bankası'nın tutumundan anlaşıldı ki, bunları tartışmak artık gereksizdir. Bir bakıma ekonomi yönetimi gittiği yere kadar gitsin anlamında, pes etti.
Bundan sonra olacakları yalnızca seyredeceğiz. Dış borçlarda temerrüt riskimiz artacaktır. Bankaların dönmeyen kredileri artacaktır. Büyüme düşecek ve enflasyon artacaktır. En önemli sorun da kaçınılmaz olarak topyekun yoksulluğun artması şeklinde ortaya çıkıyor. Yine de olacakları iyi tahmin edersek, hepimiz kendi imkanlarımızla bazı önlemler alabiliriz.
Kur artışından, piyasada ve siyasi çevrede kimlerin kazanacağını tartışmakta artık malumun ilanı olur. Ama halkın yüzde 90' ının yoksullaşacağı açıktır.
Yoksulluğun artmasında etkili olacak sorunların başında GSYH'da daralma geliyor. İMF'nin Ekim raporuna göre, bu sene dünya ortalama yüzde 4 daralacak, gelişmekte olan ülkeler ortalama yüzde 3,3 ve Türkiye yüzde 5 daralacak.
Türkiye'de ortalama nüfus artış hızı yüzde 1,4'tür. GSYH'da eksi yüzde 5 büyüme, fert başına gelirde yüzde 6,5 oranında düşmeye neden olacaktır. Fert başına gelirin düşmesi, servet değişmezse bile yoksullaşma demektir.
Kur artışı enflasyona yansıyor... Açıklanan Eylül ayı dış ticaret verilerine göre, İhracatımız yüzde 4,8 oranında arttı, buna karşılık ithalatımız yüzde 23 oranında arttı. Neden ithalatımız daha yüksek artıyor? Çünkü ithal girdi olmazsa, üretim yapamayız. Kur artışı ithal girdi fiyatlarını artırıyor. Kurun artması ithalat yoluyla doğrudan üretim maliyetlerini ve yurdiçi ÜFE 'yi artırıyor. 2018 kur şokunda Yİ-ÜFE yıllık yüzde 45'e çıkmıştı. Yİ-ÜFE ' de perakendeye ve TÜFE oranlarının artmasına neden oluyor.