Tasavvufi hayat ve mistik düşüncede "Bir lokma ve bir hırka"
anlayışı, mal hırsına, dünya cazibesine kapılmamayı ifade eder.
Hırka anlayışı aynı zamanda barınacak bir yeri de içerir. Yeter
dediğine göre, bu yeterden bunları bulmanın zor olmadığı anlamı
çıkar.
Pandemi nedeni ile işten ücretsiz izne çıkarılanlara işsizlik
fonundan ayda 1420 lira veriliyor. Lokmaya mı yeter? Hırkaya mı
yeter?
Öte yandan devlet enflasyon yoluyla, işçi ve memurdan gizli vergi
alıyor.
2020 yıllık TÜFE oranı yüzde 14.60'ı buldu. Yıllık Gıda Enflasyonu
ise yüzde 20,61 oldu. Enflasyon düşük çıksın diye, TÜİK'in harcama
sepeti içinde daha önce yüzde 26 oranında olan gıdanın payını yüzde
22,77'ye düşürdü. 2020 yılında TÜFE oranı yüzde 14,60 oldu ve
bunun içinde de gıdanın katkısı 3,3 yüzdelik puandır.
Gıdanın İşçi ve memurun harcama sepeti içindeki payı ise yüze
45'tir. TÜİK harcama sepetini değiştirerek ve gıda dışındaki
maddelerin düşen oranına paralel enflasyona katkı paylarının da
düşeceği varsayımı ile, yeniden hesaplarsak, 2020 TÜFE oranı 3
yüzdelik puan daha fazladır. Yani işçi ve memurun enflasyonu
17,6'dır. Eğer siz 14.60 üstünden enflasyon düzeltmesi yaparsanız,
işçi ve memurdan devlet olarak gizli vergi almış olursunuz. Üstelik
bunu yıllardır yaparsanız, İşçi ve memurun satın alma gücü elbette
bir lokma bulamayacak kadar düşer.
Dahası, yüksek enflasyon beklentisi varsa iktisadi ajanlar koruma
içgüdüsü ile hareket eder. Aksak rekabet ve oligopol piyasa
yapıları olduğu için, üretici malını maliyet üstünde fiyatla
toptancıya ve perakendeciye satıyor. Perakendeci de enflasyondan
korunmak için fiyatı enflasyonun üstünde artırıyor. İşçinin ve
memurun elinde böyle bir imkan yok. Bu dengeleri sağlayacak et
balık gibi kamu kurumları da özelleştirildi. O zaman enflasyon her
zaman işçi ve memurun sırtında patladı demektir.
2020 Ekim ayı fiili işsiz sayısı; 8 milyon 353 bindir. Fiili
işsizlik oranı yüzde 23,6'dır. Yani dört kişiden biri
işsizdir....