Antik Yunan felsefesinin babası olarak kabul edilen Sokrates’in demokrasi konusunda derin endişeleri vardır. Bir gün öğrencisi Ademantus’a sorar*:
“Eğer ki deniz yoluyla bir yolculuk yapmak isteseydin, geminin kontrolünün kimde olacağına nasıl karar verilmesini isterdin? Gemideki rastgele ve herhangi bir grup insan tarafından mı, yoksa deniz seyahatleri konusunda deneyimli, bilgili ve eğitimli insanlar tarafından mı?”
Ademantus’un cevabı çok açıktır:
“Elbette ki ikincisi!”
Sokrates’in cevabı ise manidardır:
“Ülkemiz, bu gemi olsun. Peki, bu durumda nasıl olur da, bir ülkedeki rastgele insanların tamamının, ülkemizi kimin yöneteceğine karar verebilecek donanımda olduğunu söyleyebiliriz?”
Sokrates, bu yanıtla demokrasinin eksikliklerini ve hatalarını göstermeye çalışmaktadır. Ona göre yeterli donanıma ve eğitime sahip olmaksızın insanlara oy kullanma hakkının tanınması, fırtınalı bir havada yolculuk yapacak bir geminin kontrolünün kime teslim edileceği kararını, yeterli donanım ve eğitime sahip olmayanlara vermekle aynı şeydir. Sokrates’e göre oy kullanmak, asla “rastgele bir sezgi” olarak görülmemeli ve nasıl oy kullanılacağı – tıpkı bilimsel ve sanatsal yetenek kazandırmak için yapıldığı gibi- insanlara sistematik bir şekilde öğretilmelidir.