Ey yaşamı köklerinde büyüten ölmez ağaç. Sen, insanlık tarihi kadar eskisin. Tam bundan otuz dokuz bin yıl önce, Nuh peygamber, tufan sonrası dünyada ne olup bittiğini anlamak için bir beyaz güvercin salar. O güvercin ağzında senin dalın ile döner. İşte senin bu dalın, dünyaya barışın, huzurun, düzenin geldiğini kanıtlar Nuh’a.
Antik Çağ'da bir gün, İyonyalı Homeros sana sırtını yaslar. Dile gelip ona dersin ki; ''Homeros! Ben herkese aitim, ama kimseye ait değilim. Sen gelmeden önce de buradaydım, sen gittikten sonra da burada olacağım.'' İşte bu nedenle Homeros sana “ölmez ağaç” der.
Yunan mitolojisinde de adın geçer. Bir gün Tanrı Zeus “Bana en değerli hediyeyi verene Atina’nın yönetimini vereceğim” der. Denizlerin tanrısı Poseidon Zeus'a, savaşta yenilmeyecek, uçabilen bir at armağan eder. Tanrıça Athena ise seni. Tüm Tanrılar senin güzelliğin karşısında büyülenir, ata bakmazlar bile. Rakibin Poseidon da senden o kadar etkilenir ki, üstünlüğünü kabul eder. Bunun üzerine, Athena senden bir dal kırıp ona verir ve böylece aralarındaki düşmanlık yok olur.