Seçimler genelde haklı olarak AKP’nin potansiyelini değerlendirememesi olarak okunuyor. ‘Yeni Türkiye’ söylemine karşın iktidar partisi bizzat kendi desteği ile büyüyüp serpilen ‘yeni Türkiye’ sosyolojisine uzak kaldı. Bu kavramı kendinden hareketle üretti ve seçmenin de bu kızıl elmanın peşinden geleceğini umdu. Oysa Yeni Türkiye toplumsal zeminde bir süredir oluşmakta ve son derece katmanlı ve melez bir beşeri yapı üretmekte. İşin ilginci bu yeni tipolojinin büyük çoğunluğu ‘doğal olarak’ AKP seçmeni.
AKP’nin kamusal alanı salt siyasi bağlamda okuyup anlaması,
sosyal olana dokunamamasının örneklerini geçmişte gördük. Ancak
bunlar ‘öteki’ kesimlerin sosyalini ilgilendirdiği ölçüde, AKP hem
bir miktar mazur görüldü, hem de söz konusu ilişkisizlik haklı
olarak kavga ortamına ve onun da gerisindeki kadim cemaatçi toplum
yapısına bağlandı. Ne var ki İslami duyarlılığa sahip geniş sosyal
yapıyı inceleme şansı bulanlar bu alanda yeni bir dinamizme
çoktandır işaret ediyordu. Muhafazakar kesimde ailenin önemi
artmış, aile içi dengeler değişmiş, büyüyen refahla birlikte
kadının rolü ön plana çıkmıştı. Yeni kültürü üreten eskisi gibi
ailenin rızkını sağlayan ve aile için neyin iyi olduğunu bilen
erkek değildi… Harcamayı yapan ve bunu öncelikle sağlığa, eğitime
ve boş zaman değerlendirmesine ayıran kadındı. Bu aile
tipolojisinde dindarlık da biçim değiştirdi, kişiselleşti ve
özgürleşti. Buna koşut olarak cemaat yapısı esnedi, cemaat içi
farklılıkların kabulüne yönelik hoşgörü alanı genişledi.
AKP yönetimi altında İslami kesim sekülerleşti. Bu sekülerleşme
laik otokratizmin havzasına girmeyi ima etmedi. Aksine zihinsel bir
sekülerleşme yaşandığı ölçüde din ile diğer alanlar arasındaki
mesafe açıldı ama bu sayede insanlar bir yandan dindarlıklarına
sahip çıkmaya devam edebildiler, diğer yandan günümüz global post
modern kültürünün parçası olarak kendilerini yeniden
üretebildiler.
AKP seçmeninin tümü tabii ki böyle değil… Ama şuna emin olun ki on
yıl içinde çoğunluk böyle olacak. Karşımızda oluşmakta olan ve
durdurulması mümkün görünmeyen bir ‘yeni Türkiye’ dinamiği var.
Böyle bir dalganın sadece sosyal ve kültürel alandaki avantajlarla
yetineceğini ve iş siyasete gelince partinin körü körüne
takipçiliğini yapacağını beklemek büyük bir yanılgı olur…