Afrin harekatına toplumsal desteğin büyüklüğünü açıklayan unsurlardan biri, muhakkak ki Cumhuriyet’in mayasına da sinmiş olan beka korkusudur. Ama son on beş yılın getirdiği ilave bir psikolojik ihtiyacı da dikkate almak lazım: Afrin harekatına toplumsal desteğin büyüklüğünü açıklayan unsurlardan biri, muhakkak ki Cumhuriyet’in mayasına da sinmiş olan beka korkusudur. Ama son on beş yılın getirdiği ilave bir psikolojik ihtiyacı da dikkate almak lazım: Başarılı olma arzusu. AK Parti iktidarının muhafazakar cenahta başlamış olan özgüven genişlemesine siyasi bir anlam kazandırması ile birlikte, bugün her alanda ‘başkalarından’ daha başarılı olmak ve bu başarıyı görünür kılmak istiyoruz. Ortadoğu son on küsur yılda bu arzunun hedefi oldu. Başarı beklentisi Arap Baharı döneminde bir anda tomurcuklanıp çiçek açtı. Geleceğin ‘bizden’ sorulacağı yeni bir dönemin kapısının aralandığı duygusuna kapılındı. Eğer o kalkışma başarılı olsaydı Ortadoğu daha demokratik bir sürece doğru ilerleyecek, Türkiye muhafazakarlığı ise belki kalıcı bir ego rahatlaması yaşayacaktı. *** Olmadı… Ardından hedef daraldı, Irak ve Suriye’nin yeniden yapılanması ile sınırlandı ve kaçınılmaz olarak oradaki Kürt oluşumlarla münasebetin gölgesi altında kaldı. Başarı ihtiyacı devam etmekle birlikte, Türkiye’nin rolü inşa edici olmaktan çıkarak, ‘engelleyici’ bir unsura dönüştü.