Rusya Büyükelçisi Karlov’un, Türkiye koşullarında iyi eğitim almış, eli yüzü düzgün bir polis memuru tarafından terörist suikast sonucu öldürülmesi, toplumsal zeminin siyasi emellere ne denli müsait hale geldiğini ortaya koyuyor. İlk etapta katilin çevresi ve bağlantıları üzerinden gelen bilgiler Gülenci örgütlenmenin uzantısı olabileceğini ima ediyor. Ancak eğer cinayet doğrudan Gülen cemaati tarafından planlanıp gerçekleştirilmediyse, katilin bu ilişkileri tali bir konu… Çünkü muhtemelen halen ülkede Gülen ve diğer cemaat kalıntıları olarak kenarda duran çok sayıda kullanıma uygun ‘serseri mayın’ bulunuyor.
Bunun bir nedeni cemaatlerin kendilerini koruma kaygısıyla daralmaları ve dış çeperdeki insanları boşta bırakmaları. İkinci bir neden Türkiye’deki İslami ideolojik alanın çeşitlenmesi sonucunda bireyselleşmenin giderek artması… Bu esas olarak olumlu bir gelişme. Gençlerin bütün akımları tanıyarak kendi seçimlerini yapmalarını, radikalizmin dışında durmalarını sağlıyor. Belki de bu nedenle Türkiye’de IŞİD’e giden kişi sayısı yükselmiyor. Ancak bu olumlu durum aynı zamanda kötü niyetli ağların eline düşmeye yatkın bir grup insanı da başıboş bırakıyor.