Reyting kuruluşu Fitch geçen ay sonu yayınladığı bir raporda “Türkiye’nin düşen cari açığını da içeren dış dengelenme kapasitesinin çeşitli önlemlerle kendini ispatladığını” öne sürmüş ve şu kanaati vurgulamıştı: “Türkiye sermaye çıkışlarında ‘ani duruş’ olmadan bir önceki volatiliteyi atlatmıştır ama dış finansmana bağımlılık hala yüksek.” Fitch geçen sonbaharda da Türkiye üzerine çok olumlu bir rapor yayımlamış, yatırım açısından cazip bir tablo sunmuştu… Dolayısıyla bu tür reyting kuruluşlarının ille de manipülatif olmadıklarını teslim etmekte yarar var. Türkiye’nin karşısında ‘düşman’ bir finans dünyası yok… Ama epeyce rasyonel ve kritik bir bakış var.
Bir sonraki tespit olarak ülke ekonomisinin temel göstergelerde
iyiye gittiğini, AKP’nin ve Merkez Bankası’nın bu süreçte son
derece başarılı olduklarını kayda geçirelim. Ancak Fitch’in nihai
kanaati de hayati önemde: Türkiye son volatilite krizini atlattı
ama bir sonrakinde ne yapacağı belli değil. Ayrıca bu krizin
atlatılması ya da çıkmaması dış finansman çekme yeteneğimize
bağlı.
Kısacası dış yatırımlar açısından cazibesini koruduğu sürece
Türkiye’nin önü açık. Dolayısıyla siyasetin temel ‘işi’ söz konusu
yatırımların kesintisiz biçimde akmasını sağlamak üzere ‘davetkâr’
bir zemin üretmeleri.