Orta vadede Türkiye’nin üzerindeki asıl tehdit ekonomidir. İç siyaset ve hukuk alanındaki birçok sorun vahim ve hayati gözükse de, onlara kısa dönemde, doğrudan ve etkin müdahale daha mümkün. Oysa ekonomideki trendleri bırakın tersine çevirmeyi, olumlu yöne doğrultmak bile birikmiş ve planlı çaba gerektiriyor. Ayrıca siyaset ve hukukta başka ülkelerin kendi sistemlerine yönelik kararlarından etkilenmiyoruz. Buna karşılık ekonomide başkalarının aldığı kararlar bizi etkiliyor ve eğer onlar bu işi bizden daha iyi yapıyorsa ‘geriden gelmek’ bir mukadderat haline gelebiliyor.
***
Aslında AK Parti miras alınan yapıyı tersine çevirebildi. Ekonomi AK Parti iktidarının en başarılı alanlarından biri oldu. Doğru bütçe yönetimi sayesinde geçmişe göre dolar cinsinden neredeyse kırk kat ‘potansiyel yatırım’ kaynağı üretildi. Bu sürede işsizlik azalmasa da istihdam arttı. Türkiye’nin ekonomik çeperi merkeze katılırken bugün siyasi değeri anlaşılan bir orta sınıf oluştu. ‘Zengin kişi’ sayısı üç misline çıktı. Aynı dönemde küresel trendin aksine gelir dağılımı da bir miktar düzeldi. Açlık seviyesinde insan kalmadı.
Ne var ki ülkenin temel yapısal sorunu çözülemedi: Hane halkı tasarruf oranı çok yetersiz bir seviyede kemikleşti. İktidar buna devlet yatırımları ve mega projelerle cevap verdi. Ancak bir yandan devleti büyütmüş oldu, diğer yandan da kendi ivmesi ile katma değer üretebilen bir teknoloji ve sanayi hamlesine geçemedi.