Büyüme oranının 2017 ilk çeyreğinde yüzde 5 gelmesi ile hükümet nefes aldı ve büyük ihtimalle bu dala tutunma eğilimi gösterecek. İktidarın kendini topluma kanıtlamak durumunda olduğu önümüzdeki kısa dönemde, seçimlere yaklaşılırken en azından bu alanda başarılı olmak isteniyor. Çünkü diğer kritik alanlar olan dış politika ve Kürt meselesi artık iç içe geçti ve işler Türkiye’nin istediği yönde gitmiyor. En iyi ihtimalle ara çözümlerle karşılaşacağız ve bunlar şu ana kadar kırmızı çizgilerini çok net belirtmiş olan Türkiye için ‘başarı’ olmayacak. *** Bu nedenle güvenliği bir yana koyacak olursak, yönetimin esas enerjisi ekonomi alanında yoğunlaşıyor. İlk çeyrek büyümesi bu açıdan kritik bir eşikti ve siyasi bağlamda düşünürsek iktidar bu eşiği başarıyla geçti. Yüzde beşlik büyümenin ardında iki olumlu dinamik bulunuyor. Birincisi dış ticaretin büyümeye net 2. 2 puan katkı getirmiş olması… En büyük ihracat pazarımız olan Avrupa’daki canlanma bu katkının mümkün olmasını sağladı. Diğer deyişle büyümenin neredeyse yarısı kendi çabamızdan ziyade küresel ekonominin ürettiği bir sonuç… Öte yandan Türkiye piyasasının bu canlanmaya hızlı tepki verebilmiş olması da kayda geçmeli.