Yerel seçimin 2019 ilkbaharında yapılacağını göz önüne alırsak, önümüzde hükümetin kendini kanıtlamak üzere hamle yapacağı sadece bir yıl bulunuyor. Sonrasında bu adımların meyveleri toplanarak seçimde iyi bir sonuç alınmak istenecektir. Öte yandan bu bir yıl içinde iktidarın elinde başarı olanaklarının çok da fazla olmadığı görülüyor. MHP üzerinden Kemalist devletçi ve milliyetçi pozisyona yanaşılması, Kürt ve Alevi taleplerinin karşılanmasına yönelik düzenlemelerin olamayacağını ima ediyor. OHAL’in kalkması halinde adil yargılanma hakkının ihlali üzerinden çok sayıda tazminat davasının gündeme geleceğini düşünürsek, özgürlük alanının genişlemeyeceğini de öngörebiliriz. Nihayet Erdoğan’ın AK Parti başkanlığı ile birlikte yurt içi ve dışı muhalif cenahın yıpratıcı propagandası altında, bazı medya organlarının korunması muhtemeldir. Ayrıca bu medyanın gerçekliği iktidar zaviyesinden yorumlama işlevi de sürsün istenecektir…
***
Velhasıl önümüzdeki bir yıl içinde hak, özgürlükler ve bilgiye ulaşma açısından fazla bir iyileşme olmayacağını tahmin etmek zor değil. Bu durumda hükümetin seçime yönelirken ihtiyaç duyduğu başarı nereden gelecek? Dış politikada fazla bir hareket alanı olmadığını herhalde artık herkes anlamıştır. Bu alanın açılması Kürt meselesinde bir yön değişimine muhtaç ama o da AK Parti’nin getirildiği noktada gerçekçi gözükmüyor. Dolayısıyla önümüzdeki sınavın asıl zemini ekonomi olacak…