Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi, 25 Eylül günü referanduma gidecek. Birçok ülkenin tavsiye ve tehdidi nedeniyle olayın ertelenme ihtimali olsa da, meselenin özü değişmiyor. Öte yandan Barzani’nin ertelemeye yaklaşımı tamamen olumsuz değil… Ama karşılığında Bağdad yönetiminden maddi ve hukuki kazanç elde etmek, ileride referandum yapıldığında da ‘evet’ çıkarsa bağımsızlığın o an itibariyle geçerli olmasını garantilemek istiyor. Tabi ki Barzani bu karşı teklifin kabul görmeyeceğini biliyor. Ne var ki böylece Kürtlere bir ‘gerçeği’ işaret etmiş oluyor: Ne kadar ertelersek erteleyelim bağımsızlık yolunun açılmasına destek gelmeyecek. Bu durumda referandumun ‘şimdi’ yapılmasına karşı öne sürülecek bir argüman da kalmıyor. Üstelik dış baskı Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi içindeki görüş farklılıklarını da bir ölçüde törpülüyor. Siyasi ayrışma devam etmekle birlikte, ‘Kürtlerin bağımsızlığını’ istemeyen bir dış dünya karşısında hangi Kürt referanduma gönül rahatlığıyla karşı çıkabilir? *** Eğer olayın bu şekilde gelişmesi istenmiyor idiyse, Türkiye’nin önceden inisiyatif alması gerekirdi. Aslında teknik açıdan İran’ın hareket alanı daha geniş. Çünkü İran, Kuzey Irak’taki tüm partilerle ilişkide, bürokrasinin alt kademeleriyle bağlantılara sahip ve Irak merkezi hükümeti ile Kuzey arasında köprü oluşturmanın her türlü avantajını kullanıyor.