Arada sırada sosyal medyaya göz atmak öğretici olabiliyor. Geçen Pazar ‘Bu nasıl bir rejim?’ başlıklı yazımın her zamankinden fazla ‘popülerleştiğini’ öğrenince ben de baktım… Bazı mesajlara siyasi ihtiraslarını tatmin edemeyenlerin öfke ve çiğliği de yansıyordu ama onları konu etmenin kamusal bir yararı bulunmuyor… Toplumun zihin dünyasını anlamak açısından daha ilginci, yönetim tarzı ve sistemi ile rejim arasındaki farkın bilinmemesi. Çoğu kişi yönetim tarzına takılıp kaldığı için, Türkiye’deki yönetim sistemini ve rejimi görmezden gelebiliyor. Sosyal medyanın bir ‘itiraz’ alanı olarak işlevselleşmesi de bunda etken. Çünkü yönetim tarzı sizi doğrudan etkilediği ve daha kolay değişebileceği için hedefe konurken, yönetim sistemi ve hele rejim bir sabite olarak ele alınmaya daha müsait. *** Yönetim tarzı, gücü elinde tutanların karar ve uygulamalarına yansıyan tercihlerle ve onun ardındaki zihniyetle bağlantılı. Yönetenlerin kullandığı dil ve söylemden başlayarak, personel politikasına, karar alma süreçlerinin nasıl işlediğine, kurumsal yapıların nasıl kullanıldığına, tercih önceliklerine, toplum karşısında konan mesafeye, hiyerarşiye, kayırma ve ayrımcılıklara, şeffaflık derecesine ve nihayet denetlenmeye açık olup olmamaya kadar uzanan geniş bir yelpaze… Yönetim sistemi, güç paylaşımının temsil ve karar mekanizmalarına ilişkin usullerini veren kural çerçevesi. ‘Başkanlık sistemi’ gibi… Yazımda sorguladığım ‘rejim’ ise bunların arka planında yer alan, çoğunlukla tarihsel tortuyu yansıtan, ideolojik bağlamda tanımlanan ve gücün kullanımını belirleyen bir normlar dizgesi… Örneğin bugün Erdoğan’ın yönetim tarzından söz ederken, bunun cıvatası yerinden oynamış bir yönetim sistemi altında hayata geçtiğini ve belki de bu nedenle milliyetçiliğe yaslanarak rejimi güçlendirdiğini görmek durumundayız. Diğer deyişle Erdoğan’ın yönetim tarzına itiraz edenlerin, meseleyi bütünlüğü içinde ele alıp rejimin kendisini de sorgulaması gerekiyor. Daha açık ve sembolik bir ifadeyle, Erdoğan’ın alternatifi Atatürkçülük değil, çünkü Atatürkçülük Erdoğan’ın yönetim tarzını içeriyor.