Gülenci darbe girişimi sonrasında ekonomik aktörler darbenin ‘yapılmasını’ değil, ‘karşılanmasını’ önemsediler. Nitekim Ekim ayı başında dolar 3 liraydı… Geçen 3,5 ay sonunda düşürme müdahaleleri ile geçen haftayı 3,73’ten kapattı. Ortada yeni bir darbe girişimi olmadığı gibi, hükümetin doğru karar vermesini engelleyecek bir ortam da yok. Gelinen noktanın bizim yanlışlarımızdan kaynaklandığını gösteren en belirgin husus ise TL’nin sadece güçlü para birimlerine değil, dünyadaki tüm paralara karşı kaybetmiş olması.
FED’in politikası aylar öncesinden belliydi. Sonrasında Trump’ın genişlemeci bir çizgi izleyeceği kanaati de bunu besledi. Yani yurt dışında bir sürpriz yoktu. Kendi cenahımızda ise tüketim bazlı büyümede tıkanma yaşanıyor, cari açık ve enflasyon artıyordu. Finansman bulmanın zorlaşacağı, fonların sistemin merkezine kayacağı herkesçe malumdu… Ekonomi yönetimi açısından akılcı olan tedbir kısa vadede dövizin yükselmesinin önlenmesi, orta vadede ise güven artırıcı yapısal reform adımlarına girişilmesiydi.