Etyen Mahçupyan Karar Gazetesi

Kürt meselesinde muhatap arayanlara

Kürt meselesine yaklaşımda devletin ve onun gölgesinde yetişmiş olan siyasi partilerin son derece sorunlu olduğu malum. Konuyu ‘asayiş’ bağlamında değerlendirip, arkasındaki bireysel ve kimliksel hak ve özgürlük...

25 Ağustos 2016 | 2.171 okunma

Kürt meselesine yaklaşımda devletin ve onun gölgesinde yetişmiş olan siyasi partilerin son derece sorunlu olduğu malum. Konuyu ‘asayiş’ bağlamında değerlendirip, arkasındaki bireysel ve kimliksel hak ve özgürlük sorununu, bunun dayandığı tarihsel arka planı görmezden geldiler. Sonuçta olay siyasetin boyutunu fazlasıyla aştı, itiraz direnişe ve giderek silahlı mücadeleye dönüştü. Bunu PKK değil devlet ‘becerdi’… Çözülmeyen kimlik sorunlarının kendi sosyolojik zeminini üreterek ‘milli’ meselelere dönüştüğü gerçeğini, koca bir Osmanlı son dönemine rağmen ıskaladılar.

***

AK Parti bu alanda çok cesur bir çıkış sergiledi. Kendi kimliğinin de merkezin dışında tanımlanmış olması, AK Parti’nin merkez dışı diğer kimliklere hak ve adalet temelli bakmasına neden oldu. Bunu yaparken muhtemelen Kemalist vesayetçi merkez karşısındaki siyasi duruşunu tahkim etmek, daha meşru bir çerçeveye oturtmak da istedi. Nitekim öyle de oldu… Ne var ki AK Parti de bu meselede bir ‘esnaf kolaycılığına’ kaydı. Bir yandan dizginleri elde tutmayı, gelişen koşullara göre davranma esnekliğini korumayı önemsedi. Bunu yaparken hem devletle fazla ters düşmemek, hem de oy kaybetmemek için sorunu en az ‘maliyetle’ halletme peşine düştü. Nihayet Kürt toplumunun karmaşık gerçekliği ile muhatap olmanın zorluğundan kaçıp salt Öcalan üzerinden barışın sağlanabileceğini varsaydı.

Ancak sonuçta, Öcalan’ın hareket alanının sınırlılığı ve Suriye’de doğan yeni imkanlarla birlikte iktidarın karşısında tek muhatap olarak Kandil kaldı ve bu da çözümsüzlüğün sanki normal bir siyasi ‘varoluş’ gibi algılanmasına neden oldu. Şu an olay bu noktada kemikleşmiş durumda ve AK Parti kendi karşısında farklı ve anlamlı bir muhatap bulmadıkça ilerleme zor.

***

Kürt aydınlarının iki gün önce kamuoyuna hitaben yayınladıkları bildiri, sağduyulu, cesur, adil ve dirayetli bir adım. Çözüm ve barış için ihtiyaç duyulan farklı sesi sağlıyor. Sadece PKK’nın siyaset biçimine karşı çıkmakla kalmıyor, bunu birbirine siyasi yelpazede hiç de yakın durmayan kişileri buluşturarak yapıyor. Dolayısıyla sadece iktidar veya siyasi partiler değil, bizzat Türk toplumunun da karşısında şimdi gerçek bir muhatap var. Bu fırsat doğru değerlendirildiği takdirde söz konusu grubun kendi içinde kurumsallaşması, Kürt dünyasının aktörlerine ve diğer oluşumlarına kanallar açarak konumunu toplumsal temsil bağlamında işlevsel kılması mümkün. Böyle bir gelişme Kürt aydınlarını duruş ve yaklaşım açısından referans haline getirebilir ve bu da gerçek bir sivil ve otonom aktörün ‘muhatap’ niteliği ile çözüm denklemine girmesi demektir

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Şu malum ‘bilge kral’ meselesi 24 Haziran 2018 | 5.336 Okunma Yeni bir nefes için… 22 Haziran 2018 | 2.665 Okunma Halledilemeyen bir travma olarak... 21 Haziran 2018 | 1.456 Okunma Büyüme fetişi 19 Haziran 2018 | 1.287 Okunma Dönüşü gözükmeyen yolda… 17 Haziran 2018 | 6.192 Okunma