Anayasa değişikliği taslağının referandumda kabul edilmesinin Tayyip Erdoğan’ı çok sevindireceğini tahmin etmek zor değil. AK Parti’nin lideri on beş yıllık yıpratıcı bir dönemin sonunda yeniden halktan güvenoyu almış olacak ve hayalindeki hizmet atılımını kimse tarafından engellenmeden hayata geçirme fırsatına kavuşacak. Bu yolun kendisine, partiye ve ülkeye hayır getirip getirmeyeceğini bugünden bilemiyoruz ama hayatını siyasete vakfeden bir siyasetçi için bunun yoğun bir başarı duygusu ifade edeceği açık. Diğer bir deyişle cumhurbaşkanlığı sistemi onaylanırsa AK Parti’nin siyasette kazandığını söylemek için henüz erken olmakla birlikte, kısa vadede siyaseten kazançlı çıkmış olduğunu öne sürebileceğiz. Ancak bu sonucun aynı derecede sevindireceği biri daha var ve uzun vadede bu “oyunun” asıl kazananı da o…
***
Olayı serinkanlılıkla kavramak üzere biraz geriye gidelim. Haziran 2015 seçimlerinden sonra Devlet Bahçeli tüm Türkiye’ye iki mesaj vermişti: Hiçbir şekilde herhangi bir koalisyonun parçası olmayız ve başkanlık sistemine karşıyız… Hatta meşhur “Tekeden süt çıkmaz, Erdoğan’dan başkan olmaz” lafını da o zaman söylemişti. Çünkü seçimler AK Parti’nin oyunun düştüğünü göstermekteydi ve iktidarı yalnız bırakarak daha da yıpratacağını, böylece MHP’nin oyunu yüzde yirmi bandına taşıyabileceğini öngörmüştü. Muhtemelen AK Parti, CHP ile koalisyon yaparsa nihayette her ikisinin birden yıpranacağını, aksi halde iktidarın hızla yönetim zaafı içine düşeceğini hesaplamıştı. Ancak beklemediği bir olay oldu… PKK hendek savaşına başladı ve kaotik ortamın yarattığı toplumsal kaygılarla ibre yeniden AK Parti’ye döndü.