Atlatılan badirenin vahametini muhtemelen olay soğuduktan sonra daha iyi anlayacağız. Darbenin kritik hedefi Erdoğan’dı. Gülen cemaatinde son yıllarda fikri sabit haline gelen bu nokta aynı zamanda kötücül bir işlevselliğe de sahip… Çünkü Erdoğan’sız bir Türkiye’nin çok hızla kaosa sürüklenmesi mümkün. O nedenle bugün olması gereken şey Erdoğan’ın siyasetteki yerini koruması ama aynı zamanda doğruları yapması…
Darbenin de yüzeyselliğe kapılmadan, samimiyet ve cesaretle ele alınması gerekiyor. Toplumsal psikolojinin gerekleri yerine getirilirken, bu yaşananlardan ilerisi için alınması gereken derslere de bakmak lazım. Hayat bu vesile ile siyaset kurumuna iki önemli mesaj verdi.
***
İlki askerle ilgili… Geçmiş darbeler askerin kışlaya dönmesini öngörerek yapılırdı. Oysa bu darbe ‘gelip gitmemek’ üzere hayata geçirildi ve bu nedenle de çok acımasız olabildi. Söz konusu ‘radikalizm’ muhtemelen askeri hiyerarşideki ‘fireleri’ de bir miktar açıklar. Çünkü halkı düşmanlaştırmak Kemalist asker geleneğinin hiçbir zaman parçası olmadı. Ancak birçok asker önlerine seçim anı geldiğinde darbecilere onay vermek durumunda kalmış veya bazıları bunu tercih etmişse, bu da bizi şaşırtmamalı. Ne de olsa darbe başarılı da olabilirdi ve o durumda sistem dışında kalma tehlikesi vardı. Ayrıca birçok askerin kariyer ve oportünizm arayışı, ya da akut AK Parti karşıtlığını da hesaba katmak gerekebilir.