Bugünlerde ABD’den çok şikayetçiyiz… NATO müttefiki olan Türkiye’nin isteklerini ve hatta güvenliğini bir yana koyarak Suriye’de bizim onaylamadığımız işbirlikleri içine giriyor. Rusya ile olan zımni anlaşmasına diyebileceğimiz pek bir şey olmasa da, PYD’yi koruma altına almasına, YPG ile ortak askeri operasyonlara kalkışmasına, hatta PKK’nın uzantısı olan bu güçlerle komuta ve silah açısından iç içe geçmesine öfkeleniyoruz. Ama haklı olmak işe yaramıyor… Çünkü dış politika herhangi tür bir ‘haklılık’ kavramı üzerine oturmuyor. Yani kimsenin talebi veya hayali ‘haklı’ değil. Dış politika ‘siyaset yapma gücü’ etrafında şekilleniyor ve bunun anlamı diğer aktörleri kendi hedefiniz doğrultusunda yönlendirmek üzere tutum alıp hamle yapmak. Eğer bunu iyi yaparsanız hayat istediğiniz yönde gidiyor. Aksine eğer hayat istem ediğiniz yönde gitmişse, işinizi doğru yapmamış olduğunuzu idrak edip meseleyi yeniden düşünmenizde büyük yarar var. Çünkü buna direnç gösterirseniz hayatın daha da istemediğiniz yönde gideceği açık…
***
ABD bugün YPG’ye bir miktar Arap ekleyip Suriye Demokratik Gücü diye bir oluşum üreterek IŞİD ile savaştırıyor. PKK’yı terör örgütü olarak kabullenmelerine ve PYD’nin de onun uzantısı olduğunu teslim etmelerine rağmen, PYD’nin silahlı kanadı olan YPG ile işbirliği yaparız diyorlar…