ABD Savunma ve Dış İşleri Bakanlarının Türkiye ziyareti hayırlı oldu. Belki taraflar birbirini ‘gerçekte’ anlamadıklarının nihayet farkına varmıştır. Mattis ve Tillerson’un YPG’yi PKK’dan ayrıştıran ve hatta karşısında konumlandırabilen bakışı haliyle bize yabancı. Çünkü YPG’nin nasıl kurulduğunu ve iki örgüt arasındaki organik bütünleşmeyi bilmiyor gibi davranmak abes. YPG’ye ABD tarafından ağır silah verilmemiş olduğu savının da, SDG ‘kamuflajına’ dayanılarak öne sürüldüğünü görüyoruz. Öte yandan ABD de sınır güvenliği ve bir Kürt devleti olasılığının Türkiye’de ne denli önemsendiğinin, Afrin harekatının Münbiç’e doğru genişletilmesinin askeri rasyonalitesinin farkında. Ama söz konusu pozisyonların karşılıklı anlatımı kalıcı bir ilerleme sağlamaya yeterli değil. Taraflar birbirinin stratejisini anlamak zorunda ve bu noktada tıkanıklık var. Çünkü stratejiyi anlamak için diğerinin zihninin nasıl çalıştığını, sizi ve olayları nasıl algıladığını da irdeleyip işlevsel bir zemine oturtmanız lazım. *** Batı dünyası satır aralarından ‘konuşan’ bir kültür.