Tek parti dönemi toplumun seküler bölümü için bir aydınlanma, batılılaşma, medenileşme süreci olarak okundu ve kutsandı. Ancak muhafazakar cenahta bu esas olarak bir tahakküm, eziyet ve vesayet yılları olarak yaşandı. Çok partili hayat her iki taraf açısından da bir ‘yumuşamayı’ ifade etti. Laikler için olumsuz, muhafazakarlar için olumlu bir yumuşamaydı bu… Sosyal alan bir miktar çeşitlendi, farklı kültürel öğeler nispi bir karşılaşma yaşadı. Siyasi alanda da bir açılım ve genişleme oldu. Ancak bürokrasi tek parti döneminin ideolojik ve yönetimsel mirasını devralmıştı. Söz konusu maddi manevi hiyerarşi altında, toplumun bir kesimi ‘aydınlanmacı’ militanlara dönüşürken, geri kalanı ‘vesayeti’ daha da fazla hissetmekteydi. Çünkü devir değişmiş, normlar yükselmiş, tahammül çıtası düşmüştü…