İstanbul’da otobüslerle ilgili yeni uygulamaya göre gece saat 10’dan sonra araçlar kadın yolcuların istediği noktada durup yolcu indirecek ve böylece erkeklerin rahatsızlık verme ihtimali azalacak. Bazılarına göre erkekleri eğitmek daha doğru. Ne var ki erkekler eğitilene kadar kadınların yaşamakta olduğu cezasız mağduriyetlerin bedelini yine o kadınlar ödüyor. Ortada mağdur yaratan sosyal bir sorun var, suçluların engellenmesi pratikte mümkün değil, dolayısıyla mağduriyeti azaltacak sosyal bir tedbir alınıyor.
Peki, ya suçluların engellenmesinin pratikte mümkün olmadığı ve mağduriyetin oluşmuş olduğu durumlarda ne yapılmalı? Reşit olmayan kızların kendi isteğiyle veya zorla evlenmeleri hali buna örnek. Meselenin iki ucu var ve birbirinden dramatik biçimde farklı: Söz konusu kişi gerçekten isteyerek mi, yoksa mecbur bırakıldığı için mi evlendi? Bu soru önemli, çünkü hukukun nasıl işlemesi gerektiğine işaret ediyor...
***
‘Suç’ ve ‘mağdur’ kavramları bir ikili oluştururlar. Eğer ortada mağdur yoksa ve kamu düzeni de zarar görmüyorsa buradan bir suç türetilemez. ‘Tecavüzcü ile evlenme’ ibaresi ise halen geçerli hukuk maddesine giren vakaların sadece bir bölümünü kapsıyor. Gerçekten de böyle çok olay var… Adam kadına tecavüz ediyor ve kadının ailesi utanç verici bu durumdan kurtulmanın yolu olarak kızlarını tecavüzcü ile evlendirmeye razı oluyor veya öyle karar veriyor. Dahası birçok vakada kadının evliliğe direnmesi halinde hayatı da tehlikeye giriyor ve bizzat kendi ailesi tarafından infaz edilebiliyor. Bu olaylarda kadının yaşının önemi yok… Kaç yaşında olursa olsun ortada mağduriyet ve suç var. Hiçbir yasanın bilerek veya bilmeyerek söz konusu suçluları kurtaracak bir kapı açmaması lazım.