Eğer AKP’nin ‘Yeni Türkiye’ sloganı vaatlerden hedeflere, oradan da hayallere uzanan bir çizgiyi ifade ediyorsa, topluma ilişkin tasavvurun bu üç unsuru gerçekçi bir şekilde birleştirdiğini, siyasi tasavvurun ise daha ziyade hedefi öne çıkardığını söylemek mümkün. Buna karşılık ‘yeni Türkiye’ bariz bir biçimde bu ülkenin gelecekteki ‘yeni’ konumuna ve niteliklerine gönderme yapıyor ve daha ziyade bir hayali seslendiriyor. Öte yandan bu gerçeklikle uyum sıkıntısı çeken bir hayal değil. Post modern küresel dünyanın açtığı olanakların, içinde bulunduğumuz coğrafyayı aşan bir perspektifle değerlendirilmesini ima ediyor. Aynı zamanda geleceğe bakarken yakın geçmişin ideolojik ayak bağlarından kurtulmayı, onun gerisinde yatan tarihsel ve kültürel zemini bir sıçrama tahtasına dönüştürmeyi umut ediyor. Böyle bakıldığında AKP’nin ‘yeni Türkiye’ tasavvurunun en önemli parçalarından birinin bizzat Türkiye’nin geleceği yer, edineceği misyon ve üreteceği etki halesi olduğunu ileri sürmek yanlış olmaz.