Etyen Mahçupyan Karar Gazetesi

'Yumuşaklık' Türkiye'nin değeri olmalı

Türkiye’nin kalkınması ve gelişmesi için savaş ortamı mı daha iyidir, yoksa barış ortamı mı? Herhalde birinci şıkkı seçecek yoktur. Askeri açıdan küresel bir güce ve bunu destekleyen...

17 Nisan 2016 | 733 okunma

Türkiye’nin kalkınması ve gelişmesi için savaş ortamı mı daha iyidir, yoksa barış ortamı mı? Herhalde birinci şıkkı seçecek yoktur. Askeri açıdan küresel bir güce ve bunu destekleyen savunma sanayine sahip olmadıkça hiçbir ülke için savaş daha iyi bir alternatif olamaz. Türkiye’nin ise barıştan yana olmasını teşvik eden ve pek az ülkeye nasip olan bir diğer özelliği var: Zora başvurmadan çevresini etkilemesini sağlayabilecek bir tarihsel ve kültürel arka plan. Literatürde ‘yumuşak güç’ diye tabir edilen sosyoekonomik ve kültürel çekicilik…  ***  Küreselleşme bu özelliğe fazladan imkan sağladı. Çünkü yumuşak gücün potansiyel olarak varlığı, sonuç yaratan bir operasyonelliği kendiliğinden ortaya çıkarmıyor. Ulus devletlerin kendi sınırları içindeki gelişmişliği çok önemsediği ve sınırların geçirgen olmadığı bir dünyada yumuşak gücün de fazla bir anlamı olmuyordu. Daha doğrusu yumuşak güç ancak askeri ve siyasi gücün doğal takipçisi olarak sınırları aşabildiği için, komşu ülkeleriniz bile ABD’nin veya Rusya’nın hegemonyasına tabi kalıyordu. Türkiye için de komşuların pazarlık gücünü zayıflatmanın yolu ABD ile daha yakın olmaktan geçiyor ve bu bir güvenlik stratejisi olarak görülüyordu. Ancak küreselleşme ile birlikte Türkiye’nin etkileme alanı genişledi ve derinleşti. Yumuşak güç öne çıktı ve nitekim Arap Baharı döneminde Türkiye bu yeteneğini biraz fazla abartma eğilimi bile gösterdi. Ancak önemli olan şu ki, bütün bu süreçte Türkiye kendi çevresinde demokratik ve kalıcı bir barışı doğrudan kendi politikası olarak gördü ve olabildiğince teşvik etmeye çalıştı.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Şu malum ‘bilge kral’ meselesi 24 Haziran 2018 | 5.336 Okunma Yeni bir nefes için… 22 Haziran 2018 | 2.665 Okunma Halledilemeyen bir travma olarak... 21 Haziran 2018 | 1.456 Okunma Büyüme fetişi 19 Haziran 2018 | 1.287 Okunma Dönüşü gözükmeyen yolda… 17 Haziran 2018 | 6.192 Okunma