Aselsan denildiği zaman aklıma ilk gelen, sevimli, sağlıklı ve son derece meraklı, zeki küçük bir çocuğun yıllar içinde büyüyüp, başarılı işler yapan yiğit bir delikanlıya dönüşmesidir.1975 yılında doğduğunda Türk Silahlı Kuvvetleri için haberleşme çözümlerine odaklanan Aselsan, şu an uzay ve bilgi teknolojileri, hava ve füze savunma sistemleri, insansız sistemler, silah, radar ve elektronik ile ilgili ürünler geliştiren bir firma kimliğinde.
ASELSAN’A ÇELME TAKMAK İSTEYEN ÇOK
Dünya savunma pazarının büyüklüğü yaklaşık 2 trilyon dolar. Bu pazarın üçte birinden fazlası ise ABD’ye ait. Pazarın en büyük alıcısı ise üçte birlik pay ile Ortadoğu ülkeleri.
Trilyon dolarlık bir pazarda Aselsan gibi bir yiğidin boy göstermesi batılı dev firmaları ve ülkeleri oldukça huzursuz eden bir durum. Neden derseniz dünyanın ilk 100 savunma sanayii şirketi (Defense News Top 100) listesine 2006 yılında 93’üncü sıradan giren Aselsan, geçtiğimiz yıl 67’nci sıradan bir milyar doları aşan cirosu ile 5 basamak yükselerek 62’nci sıraya ulaşmıştır.
Aselsan’ın güçlenmesi sadece bir firmanın güçlenmesi demek değildir. Aselsan demek Türk Silahlı Kuvvetleri, Türk mühendisi, Türk başarısı demektir. Bu bağlamda küresel oyuncular da Aselsan’ın büyümesine katkı verecek maddi ve maddi olmayan sermaye akışının engellenmesini arzu ederler.
İKİNCİ HALKA ARZ SORUNU ASELSAN’IN DOĞRU YOLDA OLDUĞUNUN KANITI