Gerginliklerin yükseldiği dönemlerde akıllara Prusyalı general Carl von Clausewitz’in şu sözü gelir: "Savaş politikanın başka araçlarla devamından başka bir şey değildir.” Son günlerde olan olaylara baktığımızda görünen odur ki, Kıbrıs’ın güneyinde kurulan yeni enerji denkleminin değişkenlerinin yerine oturması için de zaman zaman “savaş” bir metod olarak akıllara gelecek.
Türkiye ve ABD arasındaki sürtüşme alanlarından olan Münbiç ve Afrin gibi noktalara bir de Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin (GKRY) tek taraflı bir kararla belirlediği 10 numaralı parsel eklendi. GKRY daha önce parsellere böldüğü alanlarda Türkiye ve KKTC haklarını hiçe sayarak küresel petrol devleri ile anlaşmalar imzalamış; en son Türk savaş gemileri geçtiğimiz ay içinde bu parsellere gelen İtalyanların enerji devi Eni’nin sondaj gemilerini durdurmuştu.
Bugün basında çıkan haberler Amerikalı Exxon Mobil firmasının 10.parselde sondaja geldiği ve bölgede Amerikan 6.Filosu tarafından korunacağı yönündeydi. Hal böyle olunca gündemdeki soru şu: 10.parselde Türk ve Amerikan donanmaları karşı karşıya gelir mi?
ÇATIŞMA DENİZE SIÇRAR MI?
Kıbrıs çevresinden çıkacak petrol ya da doğal gazın paylaşımında oluşacak sıkıntıların nereye varacağını, ne yapılması gerektiğini, konunun sayılı otoritelerinden biri olan Emekli Amiral Cem Gürdeniz’e sorduk.
Cem Gürdeniz sözlerine şöyle başladı: “Gerek taktik, gerek stratejik, gerek jeopolitik resmi çok iyi görmek gerek” diyerek başladı ve şöyle devam etti: “6.Filo Akdeniz’e girdi diye bir kavram olamaz, zaten 6.Filo, yani 6.Donanma, Akdeniz donanmasının adıdır. Amerika 1946 yılından beri 6.Filosu ile Akdeniz’de.”