Eyüp Azlal Milat Gazetesi

Sanatçının Güzel ve Fayda ile İmtihanı...

Günümüzde faydalı ile güzel arasında ayırım daha kolay elde edilmekte daha açık olarak aranmaktadır. Israrla yapılan bu ayrımın en güzel örneği belki de geçen asırda orataya çıkan şu...

05 Haziran 2017 | 281 okunma

Günümüzde faydalı ile güzel arasında ayırım daha kolay elde edilmekte daha açık olarak aranmaktadır. Israrla yapılan bu ayrımın en güzel örneği belki de geçen asırda orataya çıkan şu sorudan çıkmıştır. “Sanat ne için yapılır?”

 Burada sanat, sanat için yapılır hareketi belki de azınlıkta kaldığı için hep geride kalmıştır. Tabi ki sanatı ilk etapta eğer fevkinde ise sanatçı Allah için yapıldığını  bilmelidir. Sonra içinde çıktığı toplum için ve en sonunda sanatını daha da ilerletmek adına egzersiz adına yeni ürünlerin ortaya çıkarılması esastır.

Tarih boyunca toplumlara baktığımızda üzülerek ifade edelim ki sanat,  çoğu zaman  toplum için üretilmediği de bir aşikar. Sanatçılar, toplumda kendisine ilginin olmadığını, hatta sanatına ve kendisine zarar gelebileceği korkusuyla mağaralara sığınmıştır.  Evvela Sanatçı,  sanatıyla insanlara birşeyler anlatmaya, onların Allah ile kopan bağlarını  yeniden kurulabileceğine inanır. Sanatın mucizevi gücü ile ruhlarının karanlık mağarasından kurtulabileceğine inanır. Ama toplum çoğu zaman buna izin vermez. Eski geleneğinde kalma, atalarının  birikimine ihanet etmek istemez. Bu sefer sanatçıya yüksek perdeden itirazlar yükselir. Bu itirazları sanatçı algılar ve daha kötü sonuçlar çıkmadan mağaraya sığınır. İlk mağara resmini yapan sanatçı neyi amaçlamıştır,  bilmiyoruz ama açık alandan kapalı alana kaçışın bir işareti olarak da algılanabilir.

Sanatçılar, kendi isteği dışında toplumların yöneticileri tarafından bazen iltifatla da karşılanabilir. Bu sefer de  sanatçı toplumun içerisine karışmadan  saraya uğurlanır.   Sarayda sanatçı sonu olmayan gelip geçici bir haz yaşayabilir ve yaşatabilir. Bazen sorumluluktan yoksun bir güzelliğin ya da güzellikten yoksun bir sorumluluğun peşine düşebilir. Bilenler bilir. Şair Nâbî, yedi yaşındaki oğlu Ebulhayr Mehmet Çelebi için Hayriyye (Hayriname) adlı meşhur mesnevisini saray iltifatı olmadan yazmıştır. Ve bu eser,  günümüzde çocuklarına güzel nasihatler vermek isteyen nasihat sahibi herkesçe bilinir. Bilinmekle yetinmez  Ama onun padişahı dördüncü Mehmed'in şehzadeleri için Edirne'de düzenlenen sünnet düğünü şenliklerini anlatan Surnamesi ancak biblografya mahfillerinde bilinir.

Güzel ile faydalının bizi nereye götüreceğini görmek zor. Sanatçının ruhundan kopan mükemmeliyet duygusu bir coşkuya ihtiyaç duyacaktır. Sanatçı mükemmel olan ile ona ulaşmaya çalışan arasındaki metafizik bağı oluşturma çabası onun kendi özündeki merhamet duygusundan geldiğini söyleyebiliriz. Sünnet şenlikleri onun coşku alanından gelebilir. Bunun yanında oğlu için yazdığı eser ise mükemmeliyetçi arayışının sonucudur.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sanatçının Güzel ve Fayda ile İmtihanı... 05 Haziran 2017 | 286 Okunma Sanatçının güzel ve fayda ile imtihanı... 04 Haziran 2017 | 145 Okunma